3 Ekim 2011 Pazartesi

4.yıla girdik biz!

bugün evliliğimizin 4. yılına girmiş bulunmaktayız sayın takipçilerim!
3 yıl ne kadar da çabuk geçti şaşırıyorum. tam 3 yıl önce bugün şu saatlerde elimde sümüklü mendilimle gelin makyajı yaptırıyordum. mendil duygulandığım için değil hayvan gibi grip olduğum için^^ 
düğün günü ilk iş  kuaföre koşmam gerekirken hastanelere koşmuştuk anacuğumla.
kıpkırmızı burnumu makyöz kapatıyor ben sildikçe arkadan kırmızı burun geri çıkıyordu. kafamı zor taşıyordum. dırın dırın... neyseki imzaları attık sonrasında ne hastalık kaldı ne bişiy. dans pistlerine tiksinerek bakan ben akşamki eğlence de hiiiç oturmadan tek başıma kalıncaya kadar zıp zıp zıpladım durdum.
kimseye evlilik hakkında nasihat verecek durumda değilim yani daha 3 yılcık bitti belki ama inandığım bir tek bir şey var; mutlu bir evlilik için gereken tek şey aşk! eğer o yoksa katlanabilirliğin çok az oluyor. anlaşamadığın konularda tahamülün olmuyor. ama aşk varsa ölümüne kavga da etmiş olsan bir dokunuş bile sinirini alıp götürüyor. 
bizim mesela aynı fikirde olduğumuz konular yok bile nerdeyse^^ çok zıt karakterleriz. zevklerimiz hep farkıdır. mesela gördüğünüz gibi ben çok romantik! bir kişilik olarak çizim yaptım onun için. buraya aşk hakkında yazı bile yazıyorum oha! ama koca için romantizim ne ifade ediyor çok merak ediyorum. hayatımda gördüğüm en odun insan. daha bu sabah ona msn de "seni seviyorum" yazdım bana "noldu?" dedi.:) ahah cevaba gel! noldusu mu var be. seviyorum demişim işte.
geçenlerde arkadaşlarla konuşuyoruz aramızda romantikliklerden falan... anlatıyor herkes nasıl evlenme taklifi aldığını. malum evlenme taklifi ediliyor sonuçta olayın kendisi romantik. lakin ben almadım bile evlenme teklifi! ben nişanlanma teklifi aldım sadece... o da sayılır mı bilmem. nasılı da şöyle...
bizim her zaman gittiğimiz sokak barımız vardı. (bakkaldan şarabını alır gidersin bir bankta içersin o yani bar dediğimiz) yine orda bir gün içiyoruz  böyle. dedi ki "ya tatile gidelim" aa dedim ben de "ne güzel olur" sonra anneme söyledim biz tatile gidicez bik bik... o da dedi ki "e gidin de baban izin vermez öyle başbaşa. hadi nişanlı mişanlı olsanız neyse" ben de öf pöf yaptım biraz bozuldum ama hiç aklımdan geçmiyo daha nişan evlilik vs. sadece tatil aklımızdaki. birlikte daha lafını bile etmemişiz o işlerin. neyse ertesi gün oldu... biz yine barımızda oturuyoruz (votka içiyoduk ama bu sefer) dedi "noldu tatil" dedim "annem nişanlı mişanlı olsanız neyse de şimdi baban izin vermez dedi" sonra bir yandan içkisini tazelerken bir yandan da "ee nişanlanalım o zaman" dedi. bir ay sonra parmaklarımızda nişan yüzüğü sahilde güneşleniyoruz...
hacı şimdi bu adam ya nişanın sonunun evlilik olduğunu bilmiyordu saf saf atladı ya da biliyordu, hep evlenesi vardı da illa bir öküzlük yapmalıyım çaktırmadan kasmadan diye uygun zaman kolladı ve yaplabilecek en odun evlenme teklifini yaptı. pardon işte ne teklifiyse artık o.
nasıl olduysa oldu ama iyi ki oldu!
iyi ki evlenmişim seninle canım kocacım seni çok seviyorum ben...
çok uzun posta oldu. kaçıyım ben^^