31 Aralık 2010 Cuma

dıbıdıp dıpıdıp






















yıl başında illa bişiy yapmak zorunda mıyız ki?
hayııııır!
hele dışarılara çıkmaya şiddettle karşıyım.
biz kocicimla pijamalarımızı giyip victoria's secret defilesini izlemeyi planlıyoruz.
dansöz çıkarsa onu da izleriz:) hatta belki kırmızı don bile giyeriz
ama evimiz de sıcak yuvamızdayız:)
hatta geberene kadar tekila içe de biliriz.
evet içebiliriz...


HERKESE BU YILDAN ON 100 BİN MİLYON KAT DAHA GÜZEL BİR YIL DİLİYORUUM:)

30 Aralık 2010 Perşembe

kahvem de bitmiş:(





















sabah kahvemi içmezsem uyanamam ki:(

29 Aralık 2010 Çarşamba

kara kara bulutlar





















bazen diyorum ki "napıyorum ben yeaa?"
sen de diyo musun?
çok daralıyo musun?
kendini patlamak üzere gibi hissediyo musun?
aynı anda hem üşüyüp hem terliyo musun?
hiç neşeli değilim ama çok neşeli işler yapmak durumundayım.
gidiyim de çalışıyım...


28 Aralık 2010 Salı

beni çikolata yağmurlarında yıkasınlar!






















imdaat! biri bana yardım etsin. gördüğüm bütün tatlılara saldırıyorum!

24 Aralık 2010 Cuma

leş!





















günlerdir iş yoğunluğundan pasalı pasaklı geziniyordum ortalıklarda
bugün dedim ki kendi kendime "azıcık kıza benze kızım! kendine bir çeki düzen ver."






















sonraa...





















max geldii!























birlikte oynamak için bahçeye çıktık...





















hehe... bahçe sulanmış biraz:))
bahçede bir oraya bir buraya koştuk oynadık.
leş gibiyim ama çok eğlendim:)

21 Aralık 2010 Salı

bir ponpon çizdim:)





















çok sevgili Deniz Berdan 'ı ve onun yakışıklı ponpon' unu tanımayan yoktur eminim.
ponpon' u görür görmez özellikle bu ceketini mor pantolonunu hemen çizilmeli dedim ve çizimimi Deniz Hanım la paylaştım. çizgi ponponu çok beğendiğini ve benimle ilgili bir post hazılamak isyediğini söyleyince de çok keyiflendim:)
vee burdan Deniz Hanım' ın ilgisine çok teşekkür ediyorum.

16 Aralık 2010 Perşembe

çöp torbası























Hani elin kolun çöp dolu çöp atmak için çöpe gidersin ve içinde poşet yoktur ya...
f*ck! (lanet olsun:) uyuz olurum o duruma.

14 Aralık 2010 Salı

ofisimizin yeni üyesi


















bu şahane yaratık artık ofiste bizimle:)))
hepimiz hayvan mıncırır, sever, öper, yalar insanlar olduğumuz için tuttuğumuz hayvanı ofise getiriryoruz. tavşan monşer, k9 boss ve son olarak yukarıda fotoğrafı olan max!
hepsi neşemize neşe katıyor onlarla çalışmak çok keyifli. insanda sinir stres kalmıyor.
insanın yiyesi gelmiyor mu? şu tipe bakın

13 Aralık 2010 Pazartesi

kar




















Canım annem ve canım babam ne zaman kar yağsa perdeleri tülleri açıp,
bir şişe şarap ve klasik müzik eşliğinde pencere kenarında yağan karı seyrederler:)
bu hafta sonu kocayla birilikte bu aile geleneğimize uyaraktan evden çıkmadan şarap içip yağan karı seyrettik. çok keyifliydi:)

10 Aralık 2010 Cuma

iyi geceler












































































































































































çizmeye üşendiğim için bu daha kısa hali.
koca bütün gece sağa sola dönerek beni ve yorganı bir oraya bir buraya ittirerek yerleşmeye çalıştı.
sonuç olarak çok uykusuzum çok:(

9 Aralık 2010 Perşembe

bazen ben...





















Bazen aynen böyle hissediyorum.
sanki hayatım hergün saat altıdan sonra başlıyor.
mesai bitene kadar nefesimi tutuyorum da bitince nefes alıyormuşum gibi.
işimi çok sevdiğim halde ofiste olmaya ve sürekli başkalarının istediklerini çizmeye dayanamıyorum bazen.

8 Aralık 2010 Çarşamba

pankART
















Pankart için yaptığım illustrasyon banner
tıklayınız dinleyiniz:)))

7 Aralık 2010 Salı

puzzle:)





















Bu aralar yemiyorum içmiyorum puzzle yapıyorum.
Evde sürekli "şu parçayı bulup kalkıcam"
"şu parçayı bulup gelicem"
"şu parçayı bulup yatıcam"
cümleleri kurup kurup 10-15 parça koyup kalkıyorum başından.
gözümü kapatınca bile parçaları birleştiriyorum kafamda
çok keyifliymiş ben ilk defa bulaştım bu işe başka bir iş yapamıyorum
bakalım ne olacak sonumuz.

3 Aralık 2010 Cuma

üzüklü post:(




















o gidiyo...:(
benim canım arkadaşım kardeşim yepyeni bir hayata başlamak için yarın İngiltere yolcusu.
of ne garip bir duygudur bu. onun adına sevinçten deli olurken kendi adıma üzüntüden mahfolmak:(
buna alışmak çok zor olacak
artık kimse beni hergün saat beşte arayıp "bir saat kaldı dayan!" demeyecek,
gidilebilecek en sıkıcı yerler olan kuaför, ağda vb. yerlere kimse mırın kırın etmeden benimle gelmeyecek
kimse pazara gidip kendinden geçmeyecek.
pazarcı amcalar ve görebilecekleri en ruh hastası müşterisi ile diyologları beni yerlere yatıramayacak.
benimle kilo kilo çiğ köfte-şarap partisi yapamayacak
bir lokmalık kalan çin turbunu benimle paylaşıp şerefe yapamayacak
artık hacı ruju bulmak beni sevindirmeyecek muhtemelen ağlatacak
şimdi kimse "ohaaaa! bi çizer buldum kesin bayılırsın. şuna bak" demeyecek
kimse "kızım neler oldu?" diye bana
heyecanlı heyecanlı bir günde başına gelen tonla olayı anlatamayacak
bindiği taksiye parayı uzatıp "hayırlı olsuun" diyemeyecek(gerçi bunu oralarda da yapar kesin)
benimle rakı içemeyecek
yaptığım ve yapamadığım iğrenç espirilere artık kimse gülmeyecek
.
.
.
sonsuza kadar uzatabilirm ama biraz daha yazarsam çok kötü olacağım.

























29 Kasım 2010 Pazartesi

ist 2




















istanbul' da bizi harika yemekler yaparak ağırlayan, yaptığı numaralarla ağızlarımızı açık bırakan, oyun manyaa, hokkabaz, mentalist, teknolojik adam berk için yaptığım illustrasyon.

aynı zamanda da çok iyi bir aşçı olduğundan bu çizime layık görülmüştür:)


26 Kasım 2010 Cuma

clutch sevinci:)





















Popart aşığı olan ben bu çantayı butik hesionka' da görürgörmez vurulmuştum:)
Çantayı kaçırmamak için bilgisayarın başında heyacanla bekledim.(öyle her istediğin zaman alamıyorsun bu çantaları. herkesten önce davranıp bir mücadele vermen gerekiyor alabilmen için. listelendiği an davranacaksın en fazla 5 dk içinde hepsi tükeniyor çünkü.)
neyse azmin zaferi kaptım çantayı:)
şimdi kucağımda aşk yaşıyoruz kendisiylen. bir de hediyesi gelmiş (kalp şeklinde çizgili bir broş) ona ayrı bayıldım ^_^

burdan hesionka ya ellerine sağlık diyor ve çoook teşekkür ediyoree...(hesionkaca)

22 Kasım 2010 Pazartesi

ist (1)


















turşucu kardeşler yürüyüşü: güzide yeşilçam filmlerinden olan, başrollerini münir özkul ve adile naşit in oynadığı "neşeli günler (turşucu)" isimli filmdeki yıllardır birbirini görmemiş
kardeşlerin buluştukları anda birbirlerine doğru kolkola yürüyüşleridir:)
Biz de kardeşlerin diğer yarısıyla(minnoşlar) buluşacağımız için böyle kavuşmayı uygun gördük.

soldan sağa
görümcecan: benim canım görümcem daha çok kankam ama:)

kocacan: hayatımın aşkı:)

izzet: benim şahane sivilcem. bütün istanbul tatili boyunca beni hiç yalnız bırakmadı. fotoğraflarımda şahane çıkmış canım benim:) isim babası gökçenimdir.

ben:)

kardeşcan: sonunda kavuştuk! ama ben yine özledim:) doyamadım...

oyuncağım: aslında turşucu kardeş yürüyüşünden sonra kavuştum kendisine ama olsun bu karede güzel oldu.

belki devam edecek...

13 Kasım 2010 Cumartesi

bayram kartı





















tatil tatil tatil... :)
istanbul istanbul istanbul...

12 Kasım 2010 Cuma

KARDEŞ















Alçak İstanbul benim canım güzeller güzeli kardeşimi aldı benden:(
Aylardır göremiyorum. Off nasıl özledim...
Kendisi tanıdığım en cadaloz insan evladı olduğu için birlikteyken
her 5 dakikda bir kavga ederdik.
Şimdi de bayramda ona gidicez diye dakikaları sayıyorum resmen.
Keşke birlikteyken daha yakın osaydık diyorum. Hiç ayrılmasaydık diyorum:)
ÇOK ÖZLÜYORUM ÇOK

10 Kasım 2010 Çarşamba

10 KASIM



















canım teyzemin yazdığı bir şiiri paylaşmak isterim

...

BİR MUSTAFA KEMAL LAZIM

Kelimelere kısır zamanlarım da,

Fikirler eksem bozkır topraklarıma,

Ekinler biçsem sonra, hasatın da,

Boy boy ekinlerim 1'e 10 başaklar sürse,

Toprağın altında saklı bereketini fışkırır,

Çorak, kısır topraklarım yeşerir de, yeşerir,

Yemyeşil denizler olur ovalar,

1'e 10 veren başaklar....

Kanla sulanmış, ala doymuş, ala boğulmuş,

Anadolumun en çorak, en ücra küşelerine gitsem,

Topraklarıma Atamın tohumlarını yeniden eksem,

"Bu topraklar bizim, hepimizin" diye haykırsa,

Yemyeşil denizimin dalga sesleri...

Sonra altın ovalara dönse rengi,

Ekinler biçsem, hasatın da...

Başları hep dik olur başakların,

Lakin kargalar da olmasa.

Bir Mustafa lazım bu topraklara,

Başaklarıma göz koyanları kovalamaya,

Bir Mustafa Kemal lazım topraklarıma...

ATA'mın anısına saygıyla

Nurten ÖZKAYA

8 Kasım 2010 Pazartesi

içimdeki yunan kadını!






















bunca yıldır bu gerçeği bilmiyordum:)
taa ki cumartesi gecesi canım kardeşim gökçenim in
doğum gününü kutlamak için bir yunan meyhanesine gidene kadar.
koca, içimden fışkıran yunan kadınına hayret, şaşkınlık, dumur
gibi duyguların karışımıyla bakarken, ben ölümüne içip eğlendim:D
çok keyifliydi ...

pasta hikayesi :)











pasta hikayesi blogu için yaptığım illüstrasyon.
iştah kabartan bu lezzetli bloğu herkes ziyaret etsin derim:)


5 Kasım 2010 Cuma

İYİ Kİ DOĞDUN GÖKÇENsuuu:)





















Canım arkadaşım, kardeşim, balım, böceğim
seni ben çiçeklerden böcekten
sarı saçlı bebekten çok severim:)

canım gökçenim iyi ki doğmuş ve iyi ki benim hayatımın parçası olmuş
inşallah yıllardır olduğu gibi bundan sonra da yıllarca birlikte gireriz yeni yaşlarımıza

3 Kasım 2010 Çarşamba

baban da mı aşçıydı kızım?





















Çok değil bundan bir sene öncesine kadar bir salatayı yapmam bir saatimi alıyordu.
Dün bir saate tam 4 çeşit yemek yaptım. (şimdi çeşitleri saymıyorum bir çıkar da " ne var canım onda ben onbeş dakikada yaparım" der falan karizmam çizilmesin)
Yalnız iki yıldır her gün yemek yapıyorum sanılmasın, öyle çok pratik yapmadım bu gunlere gelebilmek için. canım kayınvalidem sağolsun bize yemekler hazırlanmış tencerede ısıtılmış olarak gelir. biz de tabaklara koyar afiyetle yeriz (bunu kıskanmayalım lütfen). bu sıralar abimizde evlendiğinden yemek yaptığı ev sayısı üçe çıktı. o yüzden ara sıra ben de yapıyorum bir şeyler:) e şimdi yeni evlilere öncelik tanımak lazım...

herkes bana baksın ödülüm var benim:D




















sevgili ilkbahar bana ödül vermiş.
ben de bunu okuyan herkese gönderiyorum bu ödülü:)
(ben seçemedim bir türlü 15 blog:)


1 Kasım 2010 Pazartesi

depresyonda mıyım ne?





















bütün pazar
bir sağa bir sola devrilerek kanepede yaşadım
dana gibi yemek yedim
hayatımda izlediğim en sıkıcı ikinci film özelliğine sahip bir filmi gözümü ayırmadan sonuna kadar izledim
sürekli üff püüff diyerek kocaya psikolojik işkence yaptım

30 Ekim 2010 Cumartesi

if günlüğü




















Perşembe gecesi bir arkadaşımızı dinlemek için Ankaramızın güzide canlı performans mekanlarından biri olan İf e gittik.
zaten cumartesileri falan başımıza gelecekleri bildiğimizden asla gitmeyiz(pankart çıkmadıkça tabi). Perşembe günü diye gitmiştik.(ertesi günün tatil olduğunu hesaba katmadan)
başta her şey çok güzeldi de zaman ilerledikçe ve alkol seviyesi attıkça işler değişti.
koca bana ben birama sarılı biçimde hareket edemeden öylece sıkışıp kaldık. zaten kutu gibi mekan. hareket etmeyi geçtik nefes bile alınmıyo içeride...


28 Ekim 2010 Perşembe

heeyy! orda kimse var mı?

28 Ekim yarım gün olarak resmi tatildir!
Ama bize izin mizin vermediler:(
Yalnız mıyım? Var mı başka çalışan resmi tatil resmi tatil? :(










































İşte bu da nasıl çlıştığımın resmidir!


26 Ekim 2010 Salı

yaratıcı koca :)

















































































en azından denemiş adam:)

22 Ekim 2010 Cuma

PANKART KONSERİİİiii!















PANKART

23 EKİM CUMARTESİ
21:00
IF PERFORMANCE HALL

20 Ekim 2010 Çarşamba

teşekkür:)




















Bu resim çizimlerime bayıldığını söylediğinden ve blogunda da benimle ilgili bir posta hazırlayıp reklamımı yaptığından ötürü(bu kelimeye çok gülüyorum) Nora' ya teşekkür resmisidir:)
Sevgili Nora sayende blogumda izleyici patlaması oldu:)

Ve tabi çizimleri beğenip, izleyip, yorum yapan herkese teşekkürler ediyorum...

rakı-balık aşkına!




















rakıyı severim
balığı severim
rakı balığı daha çok severim
hele bir de balık hüsnişimin elinden çıktıysa kendimden geçerim:)























bir de içmesini bilsem de ertesi günümü zehir etmesem
yerken içerken durduramıyorum kendimi
başım şişik midem bulanık
gün geçmez şimdi:(